SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

FEDAİL BAHSİ

<< 2314 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

60-   (2314) حدثنا عمرو الناقد. حدثنا سفتان بن عيينة عن ابن المنكدر؛ أنه سمع جابر بن عبدالله. ح وحدثنا إسحاق. أخبرنا سفيان عن ابن المنكدر، عن جابر، وعن عمرو، عن محمد بن علي، عن جابر. أحدهما يزيد على الآخر. ح وحدثناابن أبي عمر (واللفظ له) قال: قال سفيان: سمعت محمد بن المنكدر يقول: سمعت جابر بن عبدالله. قال سفيان: وسمعت أيضا عمرو بن دينار يحدث عن محمد بن علي. قال: سمعت جابر بن عبدالله. وزاد أحدهما على الآخر قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم "لو قد جاءنا مال البحرين لقد أعطيتك هكذا وهكذا وهكذا" وقال بيديه جميعا. فقبض النبي صلى الله عليه وسلم قبل أن يجيء مال البحرين. فقدم على أبي بكر بعده. فأمر مناديا فنادى: من كانت له على النبي صلى الله عليه وسلم عدة أو دين فليأت. فقمت فقلت: إن النبي صلى الله عليه وسلم قال "لو قد جاءنا مال البحرين أعطيتك هكذا وهكذا وهكذا" فحثى أبو بكر مرة. ثم قال لي: عدها. فعددتها فإذا هي خمسمائة. فقال خذ مثليها.

 

[ش (خذ مثليها) يعني خذ معها مثليها. فيكون الجميع ألفا وخمسمائة. لأن له ثلاث حثيات].

 

{60}

Bize Amru'n-Nâkıd rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân b. Uyeyne, İbni Münkedir'den rivayet etti. O da Câhir b. Abdillah'dan dinlemiş. H.

Bize İshâk da rivayet etti, (Dediki): Bize Süfyân İbni Münkedir'den, o da Câbir'le Amr'dan, onlar da Muhammed b. Âlî'den, o da Câbir'den naklen biri diğerinin rivayetine ziyade ederek haber verdi. H.

Bize İbni Ebî Ömer dahî rivayet etti. Lâfız onundur. (Dediki): Süfyân şunu söyledi: Ben Muhammed b. Münkedir'i, Câbir b. Abdillah'dan dinledim, derken işittim. Süfyân demişki: Ben Amr b. Dinar'ı dahi Muhammed b. Alî'den naklen rivayet ederken işittim. (Demişki): Ben Câbir b. Abdillah'dan dinledim. Onların biri diğerinin rivayetine ziyade etmiştir. Câbir demişki: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Seliem):

 

«Bize Bahreyn'in malı gelmiş olsa sana muhakkak şu kadar, şu kadar ve şu kadar verirdim.» buyurdular. Ve eliyle bütün mala işaret ettiler. Derken Bahreyn'in malı gelmeden önce Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) vefat etti. Bu mal onun vefatından sonra Ebû Bekr'e geldi. O da bir delIâla emrederek:

 

  Her kimin Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'de alacak bir va'di veya borcu varsa hemen gelsin! diye seslendi. Bunun üzerine ben kalkarak :

 

  Gerçekten Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Bize Bahreyn'in malı gelmiş olsaydı, sana şu kadar, şu kadar ve şu kadar verirdim.» buyurmuştu, dedim. Ebû Bekr bir avuç aldı. Sonra bana: Bunları say, dedi. Saydım. Beşyüz çıktılar. Müteakiben: Al iki mislini daha, dedi.

 

 

61-   (2314) حدثنا محمد بن حاتم بن ميمون. حدثنا محمد بن بكر. أخبرنا ابن جريج. أخبرني عمرو بن دينار عن محمد بن علي، عن جابربن عبدالله. قال: وأخبرني محمد بن المنكدر عن جابر بن عبدالله. قال: لما مات النبي صلى الله عليه وسلم جاء أبا بكر مال من قبل العلاء بن الحضرمي. فقال أبو بكر: من كان له على النبي صلى الله عليه وسلم دين، أو كانت له قبله عدة، فليأتنا. نحو حديث ابن عيينة.

 

{61}

Bize Muhammed b. Hatim b. Meymûn rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Bekr rivayet etti. (Dediki); Bize İbnü Cüreyc haber verdi. (Dediki): Bana Amr b. Dinar, Muhammed b. Alî'den, o da Câbir b. Abdillah'dan naklen haber verdi: Râvi demişki: Bana Muham­med b. Münkedir de Câbir b. Abdillah'dan naklen haber verdi. Câbir şöy­le demiş:

 

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) vefat edince Ebû Bekr'e Alâ b. Hadramî tarafından mal geldi. Bunun üzerine Ebû Bekr her kimin Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'de alacağı veya onun tarafından verilmiş bir va'di varsa bize gelsin... dedi.

 

Râvi İbni Uyeyne hadîsi gibi rivayet etmiştir.

 

 

İzah:

Bu hadîsi Buhârî Kefale, Humas, Meğazi ve Şehâdat bahislerinde tahric etmiştir.

 

Bahreyn; Basra ile Umman arasında bir yerdir. Oraya Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) vali olarak Alâ b. Hadramî'yi göndermişti. Bahreyn'den gelmesi beklenilen mal cizye (vergi malı idi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu mal gelmiş olsa Hz. Câbir'e ondan üç avuç vereceğine işaret buyurmuştu. Hz. Ebû Bekr'in üç avuç vermesi bundandır. Yâni Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'inn va'dini yerine getirmiştir. Her avuçta beşyüz altın veya gümüş çıktığına göre üç avuçta Hz. Câbir'e binbeşyüz altın veya gümüş verilmiş demektir.

 

Gelen malların altın mı, yoksa gümüş mü olduğu belirtilmemiştir.